İki saatlik bir eğitim planladığınızı, projeksiyon cihazından ekrana içerik yansıtmadığınızı, neredeyse hiç konuşmadığınızı ve eğitimi başladığınız gibi bitirdiğinizi düşünün. Kulağa imkansız mı geliyor? Değil. Anlatayım :)
2022-2023 yıllarında misafir memnuniyeti ile ilgili belirli aralıklarla eğitimler verdim. Bir noktadan sonra içerik ve yöntem benim için de tekdüze bir hal almaya başlamıştı. Aylık, yıllık memnuniyet oranlarını paylaşıyor, zayıf ve güçlü olduğumuz noktaları tespit ediyor, problem çözme teknikleri ile ilgili artık kalıplaşmış ipuçlarını paylaşıyorduk.
Daha fazlasını yapabileceğimi biliyordum. Ne yapabilirim, nasıl yapabilirim derken mentimeter ile başlamaya karar verdim. Belki geç bile kalmıştım. Bilmeyenler için; mentimeter; eğitimlerde katılımcıların dikkatini canlı tutmak, sunum sırasında çevrimiçi sınav ve anket gibi interaktif uygulamalarla katılımlarını sağlamak için geliştirilen dijital eğitim araçlarından yalnızca biri.
Etkinlikten önce katılımcıların cep telefonlarından kare kodu okutması gerekiyor. Kare kodu okutanlar içeriklere ulaşıyor ve süreç başlıyor. Soru, anket, içeriğiniz, yanıtlar her ne var ise ekranda canlı/anlık olarak görünüyor. Örnek veriyorum ben Adana'nın plaka kodu kaç dediğimde katılımcılar cep telefonundan 01 yazıyor ve tüm yanıtlar ekranda aynı anda karşınıza çıkıyor. Söz konusu misafir memnuniyeti olduğundan önce marka değerleri ile ilgili hafızaları yokladım. Sonrasında misafir senaryolarını paylaşarak çözüm yazmalarını rica ettim. Herkesin yanıtı ekrandaydı. Yanıtları hep birlikte değerlendirdik, neyi farklı yapabilirdik birlikte konuştuk. Daha önce hiç bir eğitmen tarafından bu şekilde bir eğitim verilmemişti. Teknik sorunlarımız oldu ama eğitim sonunda çok eğlendiğimizi hatırlıyorum.
Bunun dışında canlandırmalar yaptık. Restoran ortamı yaratarak senaryoları canlandıran arkadaşlarımız ile önerilerimizi paylaştık. Kendimizi misafir yerine koyduk ve ne tepki verebiliriz, süreci nasıl yönetebiliriz birlikte beyin fırtınası yaptık. Bunlar benim için yeterli olmadı :) Farkındalık yaratmalıydım. Gerçek değişim farkındalık ile başlardı. Bunu nasıl yaparım derken profesyonel koçluk eğitimimde öğrendiğim bazı yöntemleri kullanmaya karar verdim.
Eğitim günü gelip çattığında herkes ekranda bir şey olmasını bekliyordu ama yoktu. Bir sandalye, bir yazı tahtası ve ben. Teknik bir sorun olduğunu düşünüyorlardı. Hayır dedim. "Bugün, siz anlatacaksanız ben dinleyeceğim." Yüzlerindeki ifadeyi hiç unutmuyorum :)
Önce departman olarak kendilerine puan vermelerini istedim. Marka değerleri bizim referans noktamızdı. Tabii ki herkes 9-10 diyordu. Son kararınız mı diye sordum evet dediler. Peki dedim. Cebimden bir kağıt çıkardım ve başladım okumaya. Kağıtta misafirlerin paylaştığı gerçek yorumlar vardı. Her gerçek yorumdan sonra bir kez daha sordum onlara. Gerçekten 9-10 musunuz? Bizim yazı tahtasında puanlar oldu 5-6 :) Ekip iletişimindeki sorunları da tespit ettik. Hiç konuşulmayanlar konuşuldu o gün. Herkes tabiri caizse eteğindeki taşları döktü. Hedeflerimizi belirleyerek ve mutabık kalarak eğitimi sonlandırdık. O yıl misafir memnuniyetinde ve operasyonda bölgenin en iyi ödülüne layık görüldüler.
O gün bir PowerPoint sunumu yoktu. Oranlar, yüzdeler, rakamlar yoktu. Grafikler yoktu. Uygulamalar, canlandırmalar yoktu. O gün; anlatan, konuşan, paylaşan katılımcılar vardı ve ben büyük bir keyifle onları dinledim. Sormam gereken yerlerde bazen ucu açık bazen ucu kapalı sorular sordum. Eğitmenlik kariyerimde önümde çok uzun bir yol var biliyorum ama o gün verdiğim eğitim, Zumba seanslarım hariç, benim için çok önemli ve ayrı bir yere sahip. Eğitmenliği gerçekten çok seviyorum. Umuyorum ki uzun yıllar katılımcılar anlatacak ve ben dinleyeceğim.
댓글